Monthly Archives: April 2011

Süpermarkette en az insanın olduğu sıraya girersin ama en yavaş çalışan kasiyer o sıradadır. Dört gözle beklediğin buluşmanın günü gelip çattığında ne yaparsan yap saçın düzgün olmaz. O yağmurlu günde yanından son sürat geçen taksi bir tek seni ıslatır yolda … Continue reading →

Sağanak yağmur vardı dışarıda. Aylardan nisan, günlerden perşembeydi ama sağanak yağmur vardı işte. Ve her zamanki gibi incecik giyinmişti, yanına da şemsiye almamıştı. Islanıyordu ve hafif ürperiyordu, kulağında kulaklık yine aynı şarkıyı dinliyordu. Mırıldanıyordu arada sözlerini “same old scenario the … Continue reading →

Saçma bulduğum şeyler var şu hayatta. Örneğin kitaplara trailer çekilmesi. Niye görselleştiriyorsun ki sen benim kitabımı? Belki ben bambaşka bir hayal kurucam, belki esas kadını sarışın, adamı mahmur bakışlı yapıcam? Hayallerimi taciz ediyorsunuz saçma kitap tanıtımlarınızla, bırakın benim kahramanlarım sadece … Continue reading →

Ben bugün şurdaydım (<-). Nefes aldım. Mutlu oldum. Havayı kokladım. Otlarda dolandım. Ufku izledim. Bulutlara baktım. Martıları dinledim. Balık yedim. Rakı içtim. Rüzgarı hissettim. Yağmuru sevdim. Ben bugün hayatı yavaşlattım. Soru işaretlerimden bir süreliğine de olsa sıyrıldım.Sırtıma binen yükleri bir … Continue reading →

Birini düşünmeye başladığında hani her köşede onun adını görürsün. Tabelalar, plakalar, araba arkası yazıları, kamyonet üstü reklamları. Sanki onca zamandır saklanmış o isim kendini durmaksızın koyar ortaya, girer gözüne, hissettirir varlığını. Ne acayip bir şeydir bu? Niyeyse bugünlerde sık sık … Continue reading →